7 Nisan 2008 Pazartesi

PROSTATİT

NEDİR ?
Prostat bezinin iltihabi hastalığıdır. Tanı konulmasının zorluğunun yanı sıra, etkili tedavisi de bazen güç olabilir. Bir kere olduktan sonra kalıcı hale gelebilir (Kronik) veya tekrarlayabilir. Genç yaşların hastalığıdır.

BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Sık idrara gitme, yanma, acil idrar isteği, bel ağrısı gibi çeşitli belirtileri vardır.

NİÇİN OLUR ?
Bir veya birkaç bakteri, bazen Klamidya veya Üreaplazma cinsi mikroorganizmalar sebep olur. Mikroorganizma her zaman tespit edilmeyebilir. Pelvis kaslarında gerilimde aynı belirtilere yol açabilir.

TANI NASIL KONUR ?
Ürolog prostatın hassasiyetini anlamak için parmağı ile muayene yapar. Müdahale ile penisten akıntı gelirse bu sıvıda incelenir.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Prostatit antibiyotiklerle tedavi edilir. Birçok antibiyotikten sadece bir kaç tanesi kan-prostat engelini aşıp iltihaplı dokuya ulaşabilmektedir. Bu tedavi ancak diğer bazı ilaçlar ve yardımcı tavsiyelerle en iyi sonucu sağlar. Hastalığın özelliğinden dolayı tedavi uzun sürebilir. Hasta sabırlı olmalı ve üroloğun tedavi düzenine tam olarak uymalıdır.

PROSTAT KANSERİ

Nedir ?
Erkek cinsel organlarından prostatın kanseridir. Yaşlılık hastalığıdır. Erkeklerin en sık görülen kanserlerinden biridir.

Sebebi Nedir ?
Kesin sebep bilinmemekle birlikte aile etkeninin (Baba, Kardeş, Amca), yaşlanmanın, yüksek yağlı diyetin, mesleki uğraşların (Kaynakçılık, Akü) etkisi belirgindir.

Belirtileri nelerdir ?
Prostat büyümesi belirtilerinin hemen hemen aynısıdır. İdrara zorlukla başlama, akım gücünde azalma ve incelme, kesik kesik idrar yapma bunlardan bazılarıdır. İdrar ve meni kanlı gelebilir.

Tani nasil konur ?
Ürolog parmak muayenesi ile prostatı inceler. Sert kıvam veya yumru şüphelendirir. PSA adlı tetkik istenir. Bu tetkik sonucu yüksekse prostattan parça alınarak (Biopsi) tanı kesinleştirilir.

Nasil Tedavi Edilir ?
Prostat kanseri yavaş seyirli bir yaşlılık hastalığıdır. Erken devrede yakalanırsa tam iyileşme mümkündür. Hastalığın hücresel kötülük derecesi (Grade) ve evresi gidişi etkileyen önemli faktörlerdir. Kanser prostatın dışına çıkmamışsa cerrahi olarak çıkartılır. Yayılmış kanserde hormonal tedavi, kemoterapi veya radyoterapi uygulanır. Hormonal tedavide amaç prostatı erkeklik hormonundan mahrum bırakmaktır. Buda cerrahi olarak testislerin çıkartılması (Orkiektomi) veya aynı etkiyi gösteren ilaçların kullanımı ile gerçekleştirilir.

PROSTAT BÜYÜMESİ

NEDİR ?
Prostat mesanenin tabanında bulunan ve mesaneden çıkan idrar yolunu çevreleyen bir üreme bezidir. Yaşlanmayla birlikte prostatın içinde urlar gelişir ve bu urların büyümesi ile prostatta büyür.

Belİrtİlerİ nelerdİr ?
Prostat hastalığının belirtileri prostatın büyümesiyle ortasından geçen idrar yoluna baskı yapmasından ileri gelir. Bu belirtilerin başlıcaları; idrara başlarken bekleme, idrar akımında incelme ve azalma, kesik kesik idrar yapmadır. Şikayetler artarsa hasta hiç idrar yapamaz ve idrarı sonda denilen plastik tüplerle boşaltılır ve bu şekilde hasta rahatlatılmaya çalışılır.

Tani nasil konur ?
Ürolog parmağıyla prostatı muayene ederek büyüklük ve kıvamını araştırır. Ultrasonografi ile artık idrar kalıp kalmadığına bakar. Gerekirse penisten giren bir aletle prostatı gözle inceler (Sistoskopi). PSA tetkiki kanser ihtimalinin kontrolü için yapılır.

Nasil Tedavİ Edİlİr ?
Tedavinin şekli; hastalığın devresine ve hastanın şikayetlerinin derecesine bağlıdır. Hastaların çoğu belirtileri yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görür ve şikayetleri artınca üroloğa başvurur. Hafif şikayetlerde ilaç tedavisi hastayı rahatlatmaktadır. Cerrahi işlemler başlıca açık ve kapalı (T.U.R) prostat ameliyatlarıdır. Ürolog gerekli tetkik ve testleri yaptıktan sonra hasta için en uygun olan tedavi şeklini başlatacaktır. Bu tedavi şekli hasta iyileşene kadar devam eder veya gerekli olan şekilde değiştirilir.

Prostatınızdan haberiniz var mı?

Prostat tedavisi
Prostat, yalnızca erkeklerde bulunan, idrar kesesinin altında yer alan ve idrar borusunu çepeçevre saran bir salgı bezidir. Başlıca görevi sperm taşınması için sıvı üretilmesi ve depolanmasıdır. Tarifinden de anlaşılabileceği gibi prostat bir hastalık değildir ve bütün erkeklerde bulunur. Hastalar bende prostat var dediklerinde genellikle prostat büyümesinden bahsetmektedirler.

Prostat hastalıkları genel olarak 3 grupta toplanabilir. İltihaplar, iyi huylu büyümeler ve kanserler. İltihapları daha çok genç erkeklerde görülürken, iyi huylu büyümeler ve kanserler orta yaş üzeri ve ileri yaşlarda ortaya çıkmaktadır.

İyi huylu prostat büyümesi yaşın ilerlemesi ile artış gösterir. 80 yaşına gelmiş hastalarda iyi huylu prostat büyümesinin görülme sıklığı yüzde 80lere varmaktadır. Bu durum yeterli süre yaşadıklarında tüm erkeklerde iyi huyulu prostat büyümesi gelişeceğini göstermektedir. Yani prostat büyümesi erkekler için kaçınılmaz bir sondur. Aslında aynı durum prostatın kanserleri için de söz konusudur.

Prostat büyümesinin belirtileri
Sıkı sık idrara gitme, gece idrara kalkma, kesik kesik, damla damla idrar yapma, idrar kesesini tam boşaltamama hissi, idrar tutmada güçlük, idrar akış gücüde azalma, idrar yapamaya başlarken zorlanma gibi şikayetler prostat büyümesini akla getirmelidir. Prostat kanserinde de benzer belirtiler görülür. Fakat unutulmaması gereken nokta prostat kanserinin erken dönemde hiçbir belirti vermeyebileceği ve sadece muayene ve tetkikler sonucu anlaşılabileceğidir. Bu nedenle hiçbir şikayeti olsa da 45 yaş üzerinde her erkek senede bir defa ürolojik muayene ve kanserin erken tanınmasını sağlayan PSA (prostat pesifik antijen) dediğimiz kan testini yaptırmalıdır. İyi huylu büyümeler kansere dönüşmez. Fakat aynı hastada hem iyi huylu büyüme hem kanser bir arada bulunabilir. İdrar şikayetleri olan hastalar da bunun altında kanser olabileceğini düşünüp üroloji uzmanına başvurmalıdır.

Teşhis
Öncelikle hastanın şikayetlerini detaylı bir şekilde sorguluyoruz. Bu teşhis açısından önemli olduğu gibi tedaviyi yönlendirmesi açısından da çok önemlidir. Şikayetleri çok az olan bir hastaya herhangi bir tedavi verilmeyebilir. Bunun tersine günün önemli bir bölümünü tuvalette geçiren hastanın sıkıntısı da bir an önce giderilmelidir. Hastaya tam bir muayene yapılır. Muayenenin en önemli kısmını prostat direkt gözlenemediği için parmakla muayene teşkil eder. Bu basit ve aslında hastaların korktuğu kadar sıkıntılı bir işlem olmayan makattan muayene ile prostat büyüklüğü, kanser teşhisi gibi başka bir şekilde öğrenilemeyen çok değerli bilgiler elde ederiz. Ayrıca idrar, kan analizleri, ultrasonografi, akım hızının ölçülmesi gibi tetkiklerle tam bir değerlendirme yapılır. Özellikle prostat kanserinin erken yakalanmasını sağlayan PSA dediğimiz kan tetkiki önemlidir. Kanserler ve iyi huylu büyümeler mutlaka ayırt edilmelidir. Çünkü tedavileri çok farklıdır.

İyi huylu prostat büyümesinde tedavi seçenekleri
İyi huylu prostat büyümeleri ilaçla veya cerrahi müdahale ile tedavi edilebilirler. Her bir hasta için tedavinin zamanlaması ve seçilecek tedavi yöntemi farklı farklıdır, ayrıca hastanın şikayeti ile tetkiklerin sonuçlarına bağlıdır. Hastanın şikayetleri hafif derecede ve herhangi bir komplikasyon gelişmemişse ilaç tedavisi yapılabilir. Şu unutulmamalıdır ki prostatı yok eden bir ilaç henüz bulunamamıştır. İlaçlar kullanıldığı sürece etkili olurlar, bırakıldıktan bir süre sonra şikayetler tekrarlar. Böbrek yetmezliği, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu, idrar kesesi taşı, böbreklerde genişleme, kanlı idrar yapma, hiç idrar yapamama gibi komplikasyonları olan veya şiddetli yakınmaları olan hastalar cerrahi yöntemlerle tedavi edilmelidir. Hastanın zamanında ameliyattan kaçınması ile zamanla mesane ve böbreklerde kalıcı hasarlar oluşabilir ve yaş ilerledikçe ameliyatı kaldıramayacak duruma gelebilir.

Cerrahi tedavi
Cerrahi tedavi seçeneklerinin başlıcaları açık prostat ameliyatı, kapalı prostat ameliyatı veGreenlight lazerle prostat ameliyatıdır. Günümüzde en yaygın önerilen ameliyat olan kapalı prostat ameliyatında herhangi bir kesi yapılmadan idrar borusundan girerek ameliyat yapılmalıdır. Bu yöntemle hastalar daha çabuk iyileşmektedir. Greenlight lazerle prostat ameliyatı ise tedavide yeni bir dönüm noktası olmuştur. Kanama riski çok azdır. Hasta 24 saatte tabvurcu edilebilir.Genel anestezi alamayan hastalarda lokal anestezi ile uygulanabilir ve belkide en önemlisi cinsel fonksiyon kaybı genellikle görülmez. Ancak yüksek teknoloji gerektirdiğinden pahalı bir ameliyattır.

Sonuç olarak;İyi huylu prostat büyümelerinde tek tip tedavi yoktur. Hastaya bütün yöntemlerden bahsedilir. Tedavi hastanın şikayetleri, muayene ve tetkiklerinin sonuçlarına göre yönlendirilmeli ve tedavinin seçiminde hastanın da istekleri göz önünde tutulmalıdır.

Prostatit (prostat iltihabı)

Prostatit; prostat iltihabına verilen genel isimdir.

Akut Bakteriyel Prostatit
Genellikle prostat absesi ile birlikte bulunur. Gram negatif adı verilen bakteri grubu tarafından meydana getirilirler. En sık neden olan bakteriler: E. coli, proteus ve klepsielladır. Bazen stafilokok ve enterokok gibi gram pozitif bakteriler de neden olabilir. Titremelerle yükselen ateş, idrar yollarına ait şikayetler, ve penis ile makat arasında ağrı ile kendini gösterir. İdrar yapamama, eklem ağrıları ve kas ağrısı da eşlik edebilir. Bazen absenin kendiliğinden boşalması sonucu penisin ucundan akıntı gelir. Tedavide genelde ikili antibiyotik enjeksiyonu tercih edilir. İdrar tutulumu varsa penisin hemen üzerinden enjektör ile idrar dışarı alınır. Abse varsa boşaltılır.

Kronik Bakteriyel Prostatit
Yine yukarıda adı geçen bakteriler neden olur. Prostat masajı ile alınan örnekte bakteri üretilebilir. Muayene sırasında ağrı meydana gelmez. Ateş gibi akut enfeksiyon bulguları yoktur. Tedavide esas; prostat sıvısına en fazla geçen antibiyotiklerle uzun süreli tedavi uygulamaktır (3 ay kadar). Tedavide trimetoprim-sulfametoksazol, sadece trimetoprim, indanil karbenisilin, doksisiklin ve eritromisin kullanılabilir. Kronik bakteriyel prostatit ile sıklıkla karışan durum, kronik abakteriyel prostatittir. Bu hastalıkta klamidya, mikoplazma, üreaplazma gibi mikroorganizmaların etken olduğu düşünülmektedir.

PROSTAT HASTALIKLARININ HEPSİ

PROSTAT
Erkeklerin %50 sinde hayatları boyunca prostatla ilgili mutlaka bir sorunu oluşur.Bu idrar sorunları ile ortaya çıkar kanama,yanma,zorlanma olabilir.iltihap,kanser,büyüme v.s gibi hastalıkları mevcuttur.Prostat sadece erkeklerde bulunan bir salgı bezidir. Kadınlardaki rahmin karşıtı bir organdır.

POSTAT İLTİHAPLARI:
Prostat iltihapları hâd (âcil) ve müzmin olmak üzere ikiye ayrılır.
1- Hâd (Acil) Prostat iltihabı:
Adi mikropların meydana getirdiği iltihaptır. Prostata kan yolu veya direkt olarak gelir. Sıklıkla dış idrar kanalı vasıtası ile gelen mikroplar prostatta iltihaba neden olurlar.
Belirtileri:
İdrar yaparken huzursuzlık vardır. İdrarda yanma, sık idrara çıkma şikayetleri olur. İdrar bulanıklaşır. İdrarın başında veya sonunda 1-2 damla kan gelir. Prostat şiş ve gergin olduğundan idrar yapmada güçlük ortaya çıkar. Torbaların alt kısmında ağrı vardır. Yüksek ateş olur. Titremeler bulantı ve kusmalar buna eklenir. Günlerce ve haftalarca devam edebilir. İdrar dış deliğinden çok defa akıntı olmaz. Daha sonra tedavi edilmezse şikayetler hafifler veya apseye dönüşür. Böylece müzminleşir.
Teşhis:
Akıntı varsa bu akıntının mikroskopik muayenesi yapılır. İdrar ve kan tahlilleri yapılır. Doktorun yapmış olduğu parmak ile makat muayenesinde prostat şiş, sıcak olarak parmağa gelir ve çok hasastır.
Tedavi:
1- Yatak istirahati.
2- Sıvı ihtiyacını karşılmak için serumlar verilir.
3- Kabızlık varsa o düzeltilir.
4- Ağrı giderici fitiller kullanılır.
5- İdrar kültürü ve akıntıdan yapılacak tahlil ile mikrobun cinsi tespit edilerek uygun antibiyotik verilir.
6- Ön şikayetler geçtikten sonra prostat mesajı yapılır.

2- Müzmin Prostat iltihabı:
Çok defa bir belirti vermez. Orta yaşlılarda ve genç olgunlarda görülür. Acil prostat iltihabından sonra veya daha önce hiç belirti vermemiş prostat iltihabından sonra ortaya çıkar.
Belirtileri:
1- İdrar yapmada huzursuzluk, sık idrara çıkma, idrarda yanma, bazen idrarda kanama şikayetleri olabilir. En önemli belirtiisi idrar dış deliğinden gelen bir akıntıdır. Sabahları ilk idradan önce çok fazladır. Rengi beyaz saydamdır. (Yeşil olmaması ile bel soğukluğundan ayrılır) Yapışkan bir sıvıdır. Salyaya benzer.
2- Çabuk yorulma, uyku bozuklukları, konsantrasyon bozuklukları vardır. Belin alt kısmında ağrı olur.
3- Seksüel arzu azalır. Sertleşme problemleri vardır. Erken boşalma görülür.
Teşhis:
Akıntının mikroskopik muayenesinde mikroplar ve iltihap hücreleri görülür. Kan idrar tahlilleri yapılır. Ayırıcı teşhis için flimler çekilir. Ultrasonografi yapılır.
Tedavi:
1- Hastalık müzmin olduğu için çok defa antibiyotik fayda vermez.
2- Ağrı giderici fitiller kullanılabilinir.
3- Sinirleri yatıştırıcı ilaçlar ve vitaminler verilir.
4- İstirahat sağlanır.
5- Sıcak su banyoları veya torbaların alt kısmına tatbik edilecek sıcak (Termofor) çok defa faydalıdır.
6- Doktor tarafından haftada 2 defa uygulanacak prostat mesajı ile prostat içerisindeki salğı ve iltihap dışarı atılacağı için hasta rahatlar.

PROSTAT BÜYÜMESİ
50 yaşının üzerindeki erkeklerin 1/3 ünde meydana gelir. Tümör olarak tellaki edilsede Tümör değildir. Kadınların rahim büyümelerine benzer. Hormonal etki ile meydana geldiği düşünülmektedir. Prostatın selim büyümesini kanser ile karıştırmamak lazımdır. Her ikisinde oluşum mekanızması değişik olup, biri meydana geldikten sonra diğeri onun devamı şeklinde olmaz. Fakat %15 oranında ikisi beraber bulunabilir.

Oluşum Sebebi:
1- Çok defa kesin sebeb belli değildir.
2- Müzmin iltihaptan sonra, damar sertliği, aşırı seksüel yaşam, beslenme faktörleri eskiden beri neden olarak gösterilsede prostatın büyümesinde bu etkenlerin rolü ispat edilememiştir.
3- Ayakta idrar yapma: Direk olarak prostat oluşumunda etkisi yoktur. Ancak ayakta idrar yapma sonucu idrarın bir kısmı idrar kesesinde (mesane) kalacağı için, bu artık idrara bağlı iltihap v.s gibi şikayetler gelişir. Bu nedenle mesanede idrar bırakmamak ve tam boşalmayı sağlamak için oturarak idrar yapmak gerekir.
4- Hormonal Sebebler. Prostatın gelişmesinde testesteron (erkeklik hormonu) gibi bir çok hormonun etkisi vardır. Bilhassa ergenlik çağındaki hormonal aktivite ile prostat gelişir. Erkekğin 50 yaşından sonra hormonlarında (testesteron) bir azalma meydana gelir. İşte bu hormonun eksikliği dolayısıyla prostatın belirli bölgelerine etki yapamıyacağı için prostatın lopları büyür ve içerisinden geçen idrar dış kanalını sıkıştırır.

Etkisi:
Prostat büyüdükten sonra idrar dış kanalını dışarıdan tazyik ile sıkııştırır ve hasta idrar yapanmaz duruma gelir.Dış kanalın boyu uzar, yer değiştirir. Mesane içerisindeki idrarı boşaltamadığı için iç basıncı artar. İdrar kesesi kası aşırı büyür.İleriki safhalarda gevşer ve içerisinde daima bir miktar artık idrar bulur.İdrar atılamadığı için böbreklerde önceleri şişme ve büyüme meydana gelir. Böbreğin havuzcuğu idrar ile dolar ve bu idrarın basıncı ile böbrek dokusu erir. Daha sonraki sfhada böbrek dokusu ince bir kağıt haline gelerek balon gibi şişer. Fonksiyonunu kaybettiği için atması gereken zararlı maddeleri atamaz. Kanda ürenin yükselmesi ile böbrek yetmezliği oluşur.

Belirtiler:
1- İdrar belirtileri: İdrar yolları tıkanma derecesine göre belirtiler verir. Önceleri idrar çapı azalır ve idrar akımı yavaşlar. Ayakta veya oturarak idrar yaparken hasta ileriye doğru idrarını yapamaz. İdrar kesik kesik gelir. İdrar damlalar halinde akar. Tuvaletten dönüşte tam rahatlama yoktur. Mesanede hala idrar varmış hissi olur.İdrar gelmesi için bir miktar beklenir. İdrar yapma yavaşladığı için idrar yapma süresi uzar. Mesanede idrar kaldığı için idrar varmış gibi olur. Sık sık idrara çıkılır. İdrarda kanamalar meydana gelir. Tabloya iltihapta karışırsa şikayetler daha çok artar. Gece idrar kalkmalar olur. Normal insan geceleyin ya idrara çıkmaz veya bir defa kalkabilir. Fakat prostatı büyüyen hastada 3 den fazla gece idrara kalkma olur.

2- Genel Belirtiler: İdrarın tam yapılmaması sonucu böberekler kadar varan bir idrar durgunluğu vardır. Bu nedenle bele vuran ağrılar meydana gelir. Kanda üre yükseleceği için buna bağlı belirtiler gelişir: Bulantı, kusma, uyku hali, kilo kaybı olur.İdrar kesesi çok şişecek olursa karın alt tarafında şikin olarak ele gelir. Üzerine bastırılırsa idrar kaçırması olur.

3-Labaratuar bulguları: İdrarda kanama veya iltihap hücreleri görülür. Kanada üre ve kreatinin artmıştır.
4- Rotgen Tetkiki: Düz böbrek flimi fazla bir şey göstermezsede ilaçlı flim idrar kesesinin doluluğunu prostatın büyüklüğünü ve hepsinden önemlisi artık idrarı gösterir. Flim çekildikten sonra hasta idrar yaptırılır ve tekrar flim çekilir. Bu son flimde ne kadar idrar kaldığı görülmüş olunur. (Artık idrar)

5- Sistoskopi: İdrar yolundan sokulan ışıklı bir aletle idrar kanalına ve mesane içerisine bakılır.

6- Ultrasonografi: Bu tetkikte prostatın büyüklüğünü ve artık idrarı göstermesi bakımından önemlidir. Aletin makattan sokularak yapılan bir çeşidi daha vardır ki daha detaylı bilgi verir. Ayrıca prostatın kanseri ile normal büyümesi arasındaki farkıda ortaya koyar.

Tedavi: Selim prostat büyümeleri her ne kadar ilerleyci bir hastalık olsada yan etkileri ortaya çıkmadıkça ameliyat gerekmez.Ffakat tıkanma fazla ise, şikayetler varsa, kanama oluyorsa, tıkanma nedeni ile üre yükselmişse ameliyat uygulanılır.
1- Koruycu Tedavi: Bu tedavi şekli aslında geçici bir tedavi olup hastayı rahatlatmak amacı taşır. İltihap varsa bu giderilir. Alkol gibi tahriş edici maddeler alınıyorsa bunlar yasaklanır. Sonda takılarak tıkanıklığın önüne geçilir.
2- İlaç Tedavisi: Hormon tedavileri eskiden beri denenmektedir. Son zamanlarda çıkan bazı ilaçlar mesanenin boşalmasını kolaylaştırmak amacı ile kullanılmaktadır. Prostatın büyümesi veya küçülmesine etkisi yoktur. Ancak hastayı büyük oranda rahatlatır. Yan etkisi olarak tansiyon düşüklüğü, halsizlik, ağız kuruluğu yapmaktadırlar.

3- Cerrahi tedavi (Ameliyat) En etkili tedavi şeklidir. Ameliyat yapılması sebebleri şunlardır.. Tam tıkanıklık: Prostat çok büyüdüğünden tam tıkanıklık yapar ve yan etkiler başladığından dolayı ameliyat düşünülür.. Mesanede taş da varsa hem prostat amaliyatı hemde taş amaliyatı yapılır.. İlaç ile önlenemeyen iltihaplar ve kanamada. Hastanın şikayetleri çok fazlaysa.. Şayet hastanın üresi çok yüksekse idrar yollarına bir sonda konur ve 2-3 hafta beklenir, daha sonra ameliyat uygulanılır.
Ameliyat 2 şekilde yapılır
1- Açık amaliyat: 60 gramdan büyük prostatlarda açık ameliyat düşünülür. Bunu yanında mesane ile ilgili ameliyatlık bir durum varsa açık amaliyat tercih edilmelidir. Açık ameliyatta genellikle göbek altından kemiklere kadar olan kısım kesilerek karın içerisine girilip yapılır. Kanama kontrolu daha kolaydır. Prostatın büyüyen kısmı olduğu gibi çıkarılır. Hastenede yatma süresi biraz daha fazladır.
2- Kapalı ameliyat: TUR aleti denilen bir alet ile yapılır. Bu alet ışıklı düz bir borudan meydana gelir. Kesici ve gözleyci kısımları vardır. İdrar dış deliğinden sokularak prostat dokusu ince dilimler halinde kesilir ve yıkama ile bu parçalar dışarı alınır. 45 gram olan prostatlarda uygulanmalıdır. Bundan daha fazla olan amaliyatlarda ölüm oranları artmaktadır. Kanam daha çoktur. Hastanın yatakta yatma süresi daha kısadır.
3- Balon ile genişletme: Balonlu bir sonda dış idrar yolundan geçirilir ve prostatın olduğu yerde şişirilir. Deneme safhasındadır.
4- Lazer ameliyatı: Lazer ile prostatın yakılması esasına dayanan bir metottur.

Prostat Kanseri Tedavi Seçenekleri Nelerdir

Referans Tedavi Metodları

Cerrahi (Radikal Prastotektomi)
Tüm prostat deferent kanallar (sperm ileten), mesane boynunun bir kısmı ve çevereleyen dokularla birlikte alınır. Lokalize evrelerde (Evre T1 & T2), radikal prostatektomi referans tedavi yöntemidir. Bu cerrahi girişim komplike bir ameliyattır ve 3-4 saatlik bir genel anestezi gerektirir.

Eksternal Radyoterapi
Bu tedavi yöntemi yüksek enerjili radyoaktif ışınların direk prostat dokusuna iletilmesinden oluşmaktadır. Radyoterapi tedavisi anestezi uygulamaqsı gerektirmez, hastalar 7 ila 8 hafta boyunca düzenli olarak işlemin uygulandığı merkezlere giderek (haftanın 5 günü) tedavi olurlar.

Alternatif Tedavi Yöntemleri
HIFU : Transrectal High Intensity Focused Ultrasound (Ablatherm)ABLATHERM bilgisayar kontrollü olarak, yüksek yoğunluklu ve odaklanabilen ultrason enerjisi (HIFU) üreten, lokalize prostat kanseri tedavisinde kullanılmak üzere tasarlanmış tbbi bir cihazdır. Enerji endorektal bir prob vasıtasıyla iletilir. Ultrason dalgaları rektal duvarı aşarak prostat dokusu üzerine odaklanırlar. Bu odaklanma işlemi sadece odak noktasında ısı artışına sebep olarak çevre doku ve organlara zarar vermeden yalnızca hedef bölgede dokuda tahribat oluşturur. Tedavi toplam (1 ila 3 saat sürer) ve spinal anestezi altında yapılır.

Brakiterapi
Bu teknikte 50 - 150 radyoaktif çekirdek 20 - 40 iğne yardımı ile perine üzerinden doğrudan prostat dokusuna implante edilir. Genellikle genel anestezi altında uygulanır. (2 ila 3 saat sürer). Seed implant işlemi gerçekleştirilen hastanın operasyondan sonra iki ay süresince hamilelere ve çocuklara yaklaşması sakıncalıdır.

Cryoterapi tedavisinde prostat dokusu ultrason kılavuzluğunda donma dercesi takip edilerek kontrollü bir şekilde dondurulur. Prosedür anestezi altında uygulanır ve en az bir gece hastanede yatmayı gerektirir.

HIFU Robotik Prostat Kanseri Tedavisi
Bu tedavi seçeneği prostat kanseri tedavisinde non invaziv metodların getirdiği avantajları içeren yeni ve etkili bir seçenek oluşturmaktradır. Bir oturumda etkin tedavi, gerektiğinde tekrarlanabilir, çok kısa hastanede yatma süresi ve düşük komplikasyon riski.HIFU ile tedavide lokalize prostat kanseri hastalarından özellikle (evre T1-T2) de bulunan ve yaşları, genel durumları ve taşıdıkları rahatsızlıkları nedeniyle prostatektomi için uygun olmayan hastalara veya Cerrahi girişime alternatif arayan hastalara önerilmektedir. Ek olarak , bu tedavi yöntemi eksternal radyoterapi sonrası nüks sergileyen hastalarda da sağaltım tedavisi olarak kullanılabilmektedir.Tedavi genellikle spinal anestezi altında transrektal olarak uygulanmaktadır, Rektuma özel bir prob yerleştirilmektedir. Bu prob bilgisayar kontrollü belli noktalara odaklanabilen yüksek güçlü ultrason dalgaları yaymaktadır. Ultrason dalgalarının odaklandığı noktada (focal point) dalgaların ani ve güçlü emilimi sonucu bölgede anlık bir ısı artışı olur (85 ila 100°C) bu şekilde hedef bölgedeki hücreler tahrip olurlar.Hedef bölgeye yapılan her atışla oval şekilli 22 mm uzunluğunda ve 2 mm. çapında bir alanda tahribat yapılır. Atışların tekrarlanması ve , odak noktasının her atış arasında değişitirlmesi sonucu tüm tümörü içeren bölgenin tahribi mümkün olmaktadır.

HIFU Prostat Kanseri Tedavisi Sonrası Sonuçlar Nasıldır?
Günümüzde birçok hastane Ablatherm HIFU ile yapılmış beş ila yedi yıllık klinik sonuçlara sahiptir ve bunlardan bazıları yayınlanmıştır. Yöntem ve etkinliği son olarak Pr. Wieland ve Dr. Blana tarafından; University of Regensburg, Almanya Urology Dergisinde yayımlanan makalade incelenmişitir.Bu makale , Ablatherm- HIFU teknolojisi ile lokalize prostat kanseri tedavisinde 5 yıl süreli takipleri sonucu çok iyi klinik sonuçlar elde edildiğini gösteren bir çalışmadır. Çalışma verileri bu teknolojinin ne kadar güvenli ve etkili olduğunu süreli takibi ile de açıkça gözler önüne sermektedir. Çalışma verileri 137 HIFU tedavisi görmüş hastanın 5 yıllık takiplerini içermektedir. Çalışma sonuçlarında tedavi sonrası hasta populasyonun 93.4% negatif biopsi gözlenmiştir (1). Sadece iki hastada (2) 4 ten daha büyük PSA değeri saptanmıştır. Şüphesiz insanların yaşama kalitelerini değiştirmeden hayatlarına devam etmeleri alacakları tedavinin yan etkileri ile yakından ilişkilidir. Regensburg makalesinde sunulan veriler diğer Ablatherm merkezlerinden elde edilen verileri doğrulamaktadır.


HIFU Robotik Prostat Kanseri Tedavisi Amacı ve Avantajları Nelerdir?
HIFU ile Lokalize prostate kanseri tedavisinin bazı avantajları şunlardır: Etraftaki organlara hasar vermeden kanser dokusuna müdahele edilebilmesi. Radyasyonun zararlı etkilerine maruz kalmama. Hastanede kalma süresinin kısa olması. Tedavi spinal anestezi altında bir oturumda sonuçlandırılması ve gerektiğinde tekrar edilebilmesi. Tedavi herhangi bir nedenle tamamlanamazsa diğer alternatif tedavi yöntemlerine geçişe olanak tanıması. Eksternal radyoterapi sonrası lokal nükslerin tedavisine olanak tanıması.


Sıkça Sorulan Sorular
Bu tedavi ilk defa ne zaman uygulandı?
Prostat kanserli ilk hasta Avrupada 1993 Şubatında ve Amerika Birleşik Devletlerinde Haziran 1999 yılında tedavi edilmiştir.

Bu güne kadar bu yöntem kaç prostat kanserli hasta üzerinde uygulandı?
Kasım 2006 itibarı ile 119 merkezde 10900 den fazla hasta bu yöntemden faydalanmıştır.

Sonuçlar Nasıl?
Avrupada yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar lokalilize prostat kanseri hastalarının 92% sinde Ablatherm-HIFU tedavisinden sonra negatif biopsi sonucu ve stabil PSA düzeyleri elde edildiğini göstermektedirkonu hakkında birçok çalışma yayınlanmıştır web sitemizde çalışmalar başlığı altında inceleyebilirsiniz.

Bu tedavi şekli ile oluşabilecek riskler nelerdir?
Bu tedavi şeklinin cerrahi girişim gerektirmemesine rağmen, hala HIFU tedavisi ile alakalı çok düşükte olsa bir takım riskler vardır(birçoğu geçicidir). Tedaviden hemen sonra üriner retansiyon (birkaç günlük sonda kullanımını gerektirir), idrara sıkışma, stress inkontinans, üriner enfeksiyon ve azalmış seksüel fonksiyon.

Tedavi sırasında ağrı hissedilir mi?
Spinal veya genel anestezi tedavi sürecinde ağrıyı baskılar. Ancak tedavi sonra çok azda olsa geçici olarak birtakım ağrılar hissedilebilir.

Tedavi sonrası normal aktivitelerime dönebilecekmiyim?
HIFU prostat kanseri tedavisinde günümüzde tedavi sonrası yaşam kalitesini en az etkileyen yöntemlerden biridir . Düşük komplikasyon oranı ve riski ayrıca çok kısa iyileşme süreci birçok vakada tedaviden çok kısa süre sonra (genellikle 2 veya 3 gün) normal aktivitelere dönme olanağı tanır. Tedaviden sonra bir süre sonda taşımanız gerekecektir. Buna ek olarak doktorunuz tarafından size anlatılan tüm normal aktivitelerinizi sürdürebilirsiniz .

Kontrol amaçlı olarak doktoruma hangi sıklıkta gitmem gerekir?
Olağan takip; tedaviden sonraki ilk yıl boyunca üç aylık aralıklarla daha sonra 6 aylık araıklarla PSA kann düzeyi ölçümlerini içermektedir. Tedavi sonrası 3 ila 6 ay sonra kontrol biopsisi alınır.

Prostat Kanseri Robotik Tedavisi HIFU

Ek olarak bu tedavi yöntemi radyoterapi sonrası kanseri tekrar eden hastalarda da etkin olarak kullanılıyor.

HIFU ile Robotik Prostat Kanseri Tedavisinin Avantajları:
Etraftaki organlara hasar vermeden kanser dokusuna müdahele edilebilmesi.
Radyasyonun zararlı etkilerine maruz kalmama.
Hastanede kalma süresinin kısa olması.
Tedavi spinal anestezi altında bir oturumda sonuçlandırılması ve gerektiğinde tekrar edilebilmesi. Eksternal radyoterapi sonrası lokal nükslerin tedavisine olanak tanıması.
Tedavi herhangi bir nedenle tamamlanamazsa diğer alternatif tedavi yöntemlerine geçişe olanak tanıması.

Prostatın Görevi :
Prostat bezi erkekte mesane çıkışı hizasında üretrayı çepeçevre adeta bir kılıf gibi saran bir salgı bezidir. Büyüklüğü ve şekli kişiye ve özellikle yaşa bağlı olarak değişiklik sergileyebilir. Yerleşim olarak; Rektumun hemen önünde ve mesane çıkışında yer alır. Genellikle sanılan düşüncenin aksine, prostat bezi seksüel aktivite, libido ve ereksiyon mekanizmasıyla doğrudan ilgili değildir. Prostat bezi gerçekte ejakülasyon mekanizmasında taşıyıcı olarak rol alır, sperm hücrelerinin transferine aracılık eden seminal sıvıyı salgılayarak spermlerin nakline yardım eder.

Prostat Kanseri Hastalığının Dağılımı ve Sebepleri :
Prostat kanseri ABD’de en fazla görülen kanser türü olup, dünyada ise akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türüdür.; Kuzey Amerika Avrupa ve Japonyada 41.5 milyon erkeğin prostat kanseri olduğu tahmin edilmeketedir.Rastlanma sıklığı ülkeler arasında farklılık gösterir. Singapurda 100 binde 2.3; İsviçrede 100binde 61, ABD ve ülkemizinde içinde bulunduğu bir çok Avrupa ülkesindeki oranlar ise 100 binde 30 ila 50 arasında değişmektedir. Prostat kanseri erken evrelerinde genellikle belirti ve semptomlar sergilemez. Yakınmaların ortaya çıkış şekli kanserin lokalizasyonuna büyüme hızına göre değişiklik gösterir. Prostat kanseri ilerlediğinde tipik olarak lenf nodlarına, kemiklere, akciğerlere, karaciğere, ve böreklere sıçrar ve metastaz yapar. Hastalığa ait semptomlar erken teşhis edildiği takdirde, hemen müdahele edilerek kesin tedavi olanağı sağlamak ve yaşam kalitesini artırmak mümkündür.

Prostat Kanseri Tedavi Seçenekleri :
Cerrahi (Radikal Prastotektomi) tüm prostat deferent kanallar (sperm ileten), mesane boynunun bir kısmı ve çevereleyen dokularla birlikte alınır. Lokalize evrelerde (Evre T1 & T2), radikal prostatektomi referans tedavi yöntemidir. Bu cerrahi girişim komplike bir ameliyattır ve 3-4 saatlik bir genel anestezi gerektirir.

Eksternal Radyoterapi:
Bu tedavi yöntemi yüksek enerjili radyoaktif ışınların direk prostat dokusuna iletilmesinden oluşmaktadır. Radyoterapi tedavisi anestezi uygulamaqsı gerektirmez, hastalar 7 ila 8 hafta boyunca düzenli olarak işlemin uygulandığı merkezlere giderek (haftanın 5 günü) tedavi olurlar.

HIFU :
Transrectal High Intensity Focused Ultrasound (Ablatherm)ABLATHERM bilgisayar kontrollü olarak, yüksek yoğunluklu ve odaklanabilen ultrason enerjisi (HIFU) üreten, lokalize prostat kanseri tedavisinde kullanılmak üzere tasarlanmış tbbi bir cihazdır. Enerji endorektal bir prob vasıtasıyla iletilir. Ultrason dalgaları rektal duvarı aşarak prostat dokusu üzerine odaklanırlar. Bu odaklanma işlemi sadece odak noktasında ısı artışına sebep olarak çevre doku ve organlara zarar vermeden yalnızca hedef bölgede dokuda tahribat oluşturur. Tedavi toplam (1 ila 3 saat sürer) ve spinal anestezi altında yapılır.

Brakiterapi :
Bu teknikte 50 - 150 radyoaktif çekirdek 20 - 40 iğne yardımı ile perine üzerinden doğrudan prostat dokusuna implante edilir. Genellikle genel anestezi altında uygulanır. (2 ila 3 saat sürer). Seed implant işlemi gerçekleştirilen hastanın operasyondan sonra iki ay süresince hamilelere ve çocuklara yaklaşması sakıncalıdır.

Cryoterapi tedavisinde prostat dokusu ultrason kılavuzluğunda donma dercesi takip edilerek kontrollü bir şekilde dondurulur. Prosedür anestezi altında uygulanır ve en az bir gece hastanede yatmayı gerektirir.

Bu tedavi seçeneği prostat kanseri tedavisinde non invaziv metodların getirdiği avantajları içeren yeni ve etkili bir seçenek oluşturmaktradır. Bir oturumda etkin tedavi, gerektiğinde tekrarlanabilir, çok kısa hastanede yatma süresi ve düşük komplikasyon riski.

HIFU Robotik Prostat Kanseri Tedavisi:
HIFU ile tedavide lokalize prostat kanseri hastalarından özellikle (evre T1-T2) de bulunan ve yaşları, genel durumları ve taşıdıkları rahatsızlıkları nedeniyle prostatektomi için uygun olmayan hastalara veya Cerrahi girişime alternatif arayan hastalara önerilmektedir. Ek olarak , bu tedavi yöntemi eksternal radyoterapi sonrası nüks sergileyen hastalarda da sağaltım tedavisi olarak kullanılabilmektedir. Tedavi genellikle spinal anestezi altında transrektal olarak uygulanmaktadır, Rektuma özel bir prob yerleştirilmektedir. Bu prob bilgisayar kontrollü belli noktalara odaklanabilen yüksek güçlü ultrason dalgaları yaymaktadır. Ultrason dalgalarının odaklandığı noktada (focal point) dalgaların ani ve güçlü emilimi sonucu bölgede anlık bir ısı artışı olur (85 ila 100°C) bu şekilde hedef bölgedeki hücreler tahrip olurlar.

Hedef bölgeye yapılan her atışla oval şekilli 22 mm uzunluğunda ve 2 mm. çapında bir alanda tahribat yapılır. Atışların tekrarlanması ve , odak noktasının her atış arasında değişitirlmesi sonucu tüm tümörü içeren bölgenin tahribi mümkün olmaktadır.

Tedavi Sonrası Sonuçlar:
Günümüzde birçok hastane Ablatherm HIFU ile yapılmış beş ila yedi yıllık klinik sonuçlara sahiptir .Bu tedavi ilk defa Prostat kanserli ilk hasta Avrupada 1993 Şubatında ve ABD’de Haziran 1999 yılında HIFU ile tedavi edilmiştir. Kasım 2006 itibarı ile 119 merkezde 10900 den fazla hasta bu yöntemden faydalanmıştır. Avrupada yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar lokalilize prostat kanseri hastalarının % 92’sinde Ablatherm-HIFU tedavisinden sonra negatif biopsi sonucu ve stabil PSA düzeyleri elde edildiğini göstermektedir. Konu hakkında birçok çalışma yayınlanmıştır. Bu tedavi şeklinin cerrahi girişim gerektirmemesine rağmen, hala HIFU tedavisi ile alakalı çok düşükte olsa bir takım riskler vardır(birçoğu geçicidir). Tedaviden hemen sonra üriner retansiyon (birkaç günlük sonda kullanımını gerektirir), idrara sıkışma, stress inkontinans, üriner enfeksiyon ve azalmış seksüel fonksiyon.

Spinal veya genel anestezi tedavi sürecinde ağrıyı baskılar. Ancak tedavi sonra çok azda olsa geçici olarak birtakım ağrılar hissedilebilir.

HIFU prostat kanseri tedavisinde günümüzde tedavi sonrası yaşam kalitesini en az etkileyen yöntemlerden biridir . Düşük komplikasyon oranı ve riski ayrıca çok kısa iyileşme süreci birçok vakada tedaviden çok kısa süre sonra (genellikle 2 veya 3 gün) normal aktivitelere dönme olanağı tanır. Tedaviden sonra bir süre sonda taşımanız gerekecektir. Buna ek olarak doktorunuz tarafından size anlatılan tüm normal aktivitelerinizi sürdürebilirsiniz . Olağan takip; tedaviden sonraki ilk yıl boyunca üç aylık aralıklarla daha sonra 6 aylık araıklarla PSA kann düzeyi ölçümlerini içermektedir. Tedavi sonrası 3 ila 6 ay sonra kontrol biopsisi alınır.


HIFU Robotik Prostat Kanseri Tedavisi
Amacı ve Avantajları
HIFU ile Lokalize prostate kanseri tedavisinin bazı avantajları şunlardır:
Etraftaki organlara hasar vermeden kanser dokusuna müdahele edilebilmesi.
Radyasyonun zararlı etkilerine maruz kalmama.
Hastanede kalma süresinin kısa olması.
Tedavi spinal anestezi altında bir oturumda sonuçlandırılması ve gerektiğinde tekrar edilebilmesi.
Tedavi herhangi bir nedenle tamamlanamazsa diğer alternatif tedavi yöntemlerine geçişe olanak tanıması.
Eksternal radyoterapi sonrası lokal nükslerin tedavisine olanak tanıması.

Kışın prostattan korunmak için

Kendinizi sıcak tutun
Kabız kalmamaya özen gösterin
Egzersize devam
Alkol tüketimine dikkat
Belirli bir periyotta ihtiyaç hissetmeseniz dahi tuvalete gidiniz
Mesane boynu ve prostatı harekete geçirecek ilaçları doktorunuza danışmadan kullanmayınız.

Prostatın temel görevi spermlerin taşınmasından sorumlu olan semenin içerisindeki sıvıların üretimidir. Prostat bezi boşaltım sisteminin bir parçası olmamakla birlikte, konumundan dolayı bu sistemin sağlıklı işlev görmesi açısından büyük önem taşır. Boşaltım sistemi vücut sıvılarını süzerek idrarın oluşumunda görev alan böbreklerde başlar, idrar böbreklerden mesaneye iletilir, orada işeyene kadar depolanır ve işeme sırasında üretra yoluyla dışarı atılır. Prostat bezi işte üretranın en üst kısmını çevrelediğinden büyüdüğü zaman idrar yoluna basısı sonucu idrar yapmanızı zorlaştırır.

Ayrıca, Üriner sistem sindirim sistemi ile yakından ilişkilidir. Kabızlık, kolit bağırsak hastalıkları idrar yoluna olan etkilerinden dolayı prostat hastalarını daha çok etkiler. Böyle durumlarda mevcut prostat büyüklüğü yalancı şişkinlik sebebiyle daha fazla hacim kazanır ve tıkanıklığa dönük şikayetler yaratır.

Bu şikayetlerden bazıları:
Gece idrara kalkma
Kesik kesik işeme
Sık idrara çıkma
İdrar yolunda enfeksiyon yokken dahi yanma,sızı
Ayrıca idrarda kanama
İdrar akış hızında yavaşlama
İdrar kalibrinde incelme

Prostat büyümesi cinsel fonksiyonu da etkiler.
Aynı zamanda:
Erken boşalma
Kanlı ejakülasyon
Boşalma sırasında yanma ve sızı görülebilir.

Ayrıca prostat şikayetleri boşalma hissini negatif etkilediği için isteksizlik ve sertleşme sorununa yol açabilir. Araştırmalar prostata bağlı şikayetleri olan hastaların % 20’sinin cinsellikle ilgili problemler yaşadığını ortaya koymaktadır.

Prostat şikayetleri 3 tipte görülür:
İnflamasyon durumunda prostat şişer ve hassaslaşır. Çoğu zaman kaynağı bakteriyel enfeksiyondur. En sık 25-45 yaşları arasında görülür.

Prostatın Kanser Olmayan Büyümesi 45 yaş civarında prostat bezi içindeki dokunun tekrar büyümeye başlamasıdır. Tipik olarak idrar yolunda sorunlara yol açmaktadır.

Prostat Kanseri ise sıklıkla 50 yaşından sonra görülür. Dokuların anormal ve kontrolsüz büyümesi ile gelişir. Belirtileri kanser olmayan prostat büyümesi ile aynı olduğundan düzenli kontroller büyük önem taşır.

40’lı yaşlardan sonra görülen cinsel fonksiyon sorunlarının önemli bir kısmını da prostata bağlı hastalıklar oluşturmaktadır. Bu açıdan şikayeti olsun olmasın 40 yaşından itibaren her erkeğin yılda bir kez ürolojik kontrolü önerilmektedir.

Prostat büyümesinde teşhis ve tedavi

İyi Huylu Prostat Büyümesi Teşhis & Tedavi Yöntemleri
Prostat kestane büyüklüğünde bir cinsiyet bezidir. Hemen idrar kesesinin altında yerleşmiştir ve idrar yapma sırasında idrar torbasından aşağı idrarı taşıyan kanal olan üretranın bir kısmını çevrelemektedir. Prostatın birincil rolü, ejakülasyon için gerekli olan sıvının bir kısmını sağlamaktır.

Prostat hastalıklarının iki türü vardır:
Prostat kanseri ve İyi Huylu Prostat Büyümesi. Her ikisinin tedavisinde de erken teşhis son derece önemlidir.

TEŞHİS & TEDAVİ YÖNTEMLERİ
40 yaşlarında erkeklerde vücuttaki hormonal değişikliklere bağlı olarak prostatta ortaya çıkan hücresel farklılaşmalar prostat içerisinde adenom adı verilen bir dokunun gelişmesine yol açar. Prostat büyümesi ya da tıbbi terimi ile Benign Prostat Hiperplazisi (BPH), yani prostat’ın kanser olmayan büyümesi olarak isimlendirilen bu durum aslında hemen tüm erkeklerde meydana gelirse de erkeklerin ancak 1/3’ünde tedavi gerektirecek ölçüde tıkanıklığa yol açar. Artan yaşla büyümesi, idrar kanalına baskı yapmaya başlayarak, çeşitli şikayetlere sebep olur. Bu şikayetler, geceleri sık idrar çıkma, idrar yaparken zorlanma, acı ve yanma hissi, idrar kaçırma gibi hastanın yaşamını son derece olumsuz etkiler. Bir çok erkek, bu şikayetler yüzünden yaşam tarzlarını değiştirmek zorunda kalır. Tuvaletlerini oturarak yapma zorunluluğu, uzun yolculuğa çıkamama, açık renk pantolon giyememe, geceleri sık sık kalkış yüzünden yaşanan uykusuzluk gibi. Belirtiler yıllar içinde yavaş yavaş geliştiğinden, ciddi tıkanıklığı olan hastalar bile bazen bu durumu normal olarak kabul edebilirler, yani duruma adapte olurlar.

TEŞHİS YÖNTEMLERİ
1- Prostat muayenesi
2- PSA isimli kan tahlili
3- İdrar tahlili
4- Saniyedeki idrar akım hızı (uroflowmetri) + PVR (idrar yaptıktan sonra mesanede kalan idrar miktarı) belirlenmesi
5- Urogenital ultrasonografi

TEDAVİSİ:
Prostat büyümesi’nde tedavi gerektiren durum prostat’ın büyümüş olması değil, büyümüş olan prostat’ın idrar kanalını tıkaması ve bunun da ciddi şikayetlere yol açmasıdır. Prostat büyümesi tedavisindeki mantık, büyümüş olan adenom dokusunu ortadan kaldırıp idrar kanalındaki tıkanıklığı gidermektir. Bu hastalığın tedavisinde, günümüze kadar çeşitli tedavi yöntemleri denenmiştir. İlaç tedavisi, ısı veya termal terapiler, ameliyat( prostatın çıkarılması) ve TUR ve lazer tedavileri gibi. Bu tedavi yöntemlerinin bazıları az riskli ancak etkileri zayıf, bazıları ise etkili ama komplikasyonları yüksek orandadır.

Bu amaçla uygulanan 3 ana yöntem vardır:
1. İlaç Tedavileri
2. Cerrahi Tedavi (prostat ameliyatları)
3. Cerrahi dışı diğer girişimsel yöntemler

Prostat tedavisinde transüretral prostat rezeksiyonu (TUR) Kapalı yöntemle idrar yolundan girilerek yapılan operasyon bugüne kadar en yaygın kullanılan metottur. Başarısı yüksek olmakla birlikte kanama, idrar kaçırma, idrar yolu darlıkları, nadiren sertleşme problemleri gibi yan etkileri %15-20 görülmektedir. Açık prostatektomi prostatın çok büyüdüğü vakalarda uygulanır.

TUR’a yakın etkiye sahip ancak yan etkileri daha az olan yeni tedavi şekli Greenlight tır. Bu işlemde, hasta günü birlik bir müdahale şeklinde tedavi olur. Patentli Greenlight sistemi prostat dokusunu buharlaştırarak yok eder. Bu şekilde idrar akımını etkileyen baskı ortadan kalkar. Kanı sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda da ilacın kesilmesine gerek duyulmadan işlem yapılmaktadır.

Prostat Kanseri Sinsi Bir Hastalık

Prostat kanseri özellikle erken dönemlerinde çok sinsi bir hastalıktır, kişide kanserle birlikte prostat büyümesi ve buna bağlı şikayetler mevcut değilse kanserin kendisine özgü hiç bir belirtisi bulunmayabilir.


Erkeklerde en çok görülen kanser olan prostat kanserinde erken teşhis hayat kurtarır. Gelişmekte olan teknoloji küçük müdahaleler ve minimum yan etkilerle iyileşme sağlayabilmektedir.

Prostat kanseri de diğer kanser türleri gibi vücuttaki normal hücre büyümesinin bozularak sonuç olarak tümör adı verilen bir doku kitlesi oluşturması durumudur. Tam olarak sebebi bilinmese de, yaş, ırk ve genetik faktörlerin büyük rol oynadığı tespit edilmiştir.

Erken Teşhis Hayat Kurtarır!
Prostat kanseri erken safhasında teşhis edilirse, doğru ve yerinde bir tedavi ile iyileşme şansı yüksek bir hastalıktır. Henüz kapsül dışına yayılmamış ise kanserin yok edilmesi mümkündür. Bu nedenle, 45 yaşını aşan erkeklerin yılda bir kez prostat kontrolünden geçmesi çok büyük önem taşır.

PROSTAT KANSERİ NASIL BELİRLENİR?
Günümüzde doktorlar prostat kanserinin varlığını belirlemek üzere pek çok çeşit yöntem kullanmaktadır:

Prostat kanserin belirlemede en sık kullanılan yöntem rektum incelemesi yoludur. Prostatı inceleme için hekim rektal tuşe ile normal büyümesi ile kanseri kolayca ayırdedebilir.

Dijital rektal muayene ile birlikte sıklıkla kullanılan başka bir işlem bir PSA testidir. (prostata özgü antijen PSA testi). Bu test vücutta prostat özgü antijen düzeylerini ölçer. Prostat hastalığının en erken evrelerinde bile, hastanın PSA düzeyi artmaya başlar ve bu test ile belirlenebilir. Bu da hekimin, hastada fizik muayene ile belirlenemeyecek değişiklikleri ortaya çıkarmasını sağlamaktadır.

Kanser olmayan durumlarda da PSA seviyeleri yükselebildiği için genellikle transrektal ultrasonografi (TRUS ) yapılması gerekmektedir. Bu işlem sırasında hekim, prostat görüntüsünü yansıtan acısız ses dalgaları üreten bir aleti rektuma yerleştirmektedir. Yansıyan ses dalgaları, daha sonra hekimin görebileceği bir televizyon ekranında bir görüntü haline dönüştürülür.

Prostat kanserinden şüpheleniyorsa hekim, iğne biyopsisi yoluyla ufak bir prostat dokusu örneği alabilir. Daha sonra doku örneği, kanser hücresi içerip içermediği belirlenmek üzere mikroskop altında incelenir. Bu, prostat kanserini kesin olarak teşhis etmenin tek yoludur.

PROSTAT KANSERİ KLASİFİKASYONU
Prostat Kanseri için 2 tip değerleme kullanılır: Skorlama ve Evreleri . Skorlama kanser hücrelerinin normal hücrelerle kıyaslandığında ne kadar farklı göründüğünü ortaya koyar. Tümör hücrelerinin ne kadar agresif olduğunun bir göstergesidir. Genellikle 2’den 10’a kadar derecelendirilen Gleason skoru kullanılmaktadır. Bu değerlemede 2 en az agresif tümörü gösterir.

Evreleri ise kanserin büyüklüğü ve lokasyonu ile ilgilidir. TNM-Tümör- Nodül- Metastaz evrelerinde N değeri etkilenmiş limp nodüllerini (0-3 arası) , M değeri ise tümörün uzak bir metastazının mevcudiyetini (0-1 arası) gösterir.

PROSTAT KANSERİNİN BAŞLICA TEDAVİ ALTERNATİFLERİ
Prostat kanserinin başlıca tedavi yöntemleri arasında:

1. RADİKAL PROSTATEKTOMİ
(Prostatın cerrahi olarak çıkartılması)
Prostatın kapsülü ile birlikte cerrahi olarak çıkartılmasıdır. Yüksek başarı oranı vardır.

Ancak şu dezavantajları bulunur:
Cinsel Fonksiyon kaybı yaratır.
İdrar Kaçırma problemi yaratır.
Uzun süreli hastanede yatış gerektirir.
Yaşlı ve genel sağlık durumu uygun olmayan hastalarda tolere edilemez
Cerrahi ve ameliyata bağlı riskleri vardır.

2. BRAKITERAPI - RADYOAKTİF KAYNAK İMPLANTLARI
Brakiterapi yöntemi, yaklaşık bir yıl boyunca prostat dokusunun ortasına yerleştirilen ve düşük dozda ışın veren iyot 125 radyoaktif kaynakları ile kanserli dokunun yavaş ve sürekli ışınlanması esasına dayanır. Uzmanlarca prostat kanserinin organa sınırlı evrelerinde, impotans ve idrar kaçırma gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen komplikasyonlara daha az yol açtığı ve cerrahi tedaviye benzer anlamda başarı yüzdesi uzun takiplerle tespit edilmiş olan bir tedavidir.

Tedavi, kanser hücrelerinin radyasyona karşı normal hücrelerden daha fazla hassasiyet göstermesi esasına dayanır. Her biri 4,5 cm. uzunluğunda seedler çevrelerindeki dokuya belirli bir dozda radyasyon yayar. Bu seedleri belirli mesafelerde prostatın her tarafına yayarak, kanserli hücreleri yok etmek üzere tam gereken ölçülerde radyasyon ulaştırılmış olunur. Bu işlem doğrudan prostatın içerisinde gerçekleştirildiğinden çevredeki organ ve dokulara hiçbir zarar verilmemektedir. Bu işlem için bilgisayar bağlantılı 3 boyutlu özel bir ultrason kullanılır. Üroloji uzmanı ile radyasyon fizikçisi bir ekip olarak, bilgisayar tarafından işaretlenen tümörlü hücrelerin bulunduğu bölgelere seedleri yerleştirir. Tüm bu işlem yaklaşık 1 saat sürer. Hasta hemen akabinde normal hayatına devam eder.

Bu yöntem için uygun hasta seçimi büyük önem taşır.

3. RADYOTERAPİ
Hastaneye yatış gerektirmeyen, ancak oldukça uzun bir zamana yayılmış bir tedavidir. Vücuda giren radyasyonun yol açtığı yorgunluk, sık ve ağrılı idrar yapma, mide sistemlerinde etkilenme ve diare (ishal), kalın bağırsak iltihabı ve kanama en önemli yan etkileridir.

4. HORMON TEDAVİSİ
Tümörün prostat kapsülü dışına çıkarak tüm vücuda yayıldığı durumlarda kullanılabilir. Cerrahi olmayan bir yöntemdir. Erkeklik hormonunu baskılamak yolu ile tümörün gelişmesini engellemek amacındadır. Seksüel yaşamın sonlanması ve kardiyovasküler problem riski gibi yan etkileri vardır. Alışkanlıktan ötürü giderek etkisi azalır. Kesin tedavi eden bir metot değildir.

5. DİKKATLİ TAKİP (BEKLE-GÖR)
Tümörün tedavi edilmeden yakından takibidir.

UNUTMAYIN:
Prostat çok etkili şekilde kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Bu nedenle kendisinde bazı değişikliklerden kuşkulanan bir erkeğin yapabileceği en büyük hata korkarak doktora gitmekten kaçınmak ve hastalığın zor tedavi edilir halegelmesine neden olmaktır.40 yaş sonrası yıllık kontrollerinizi kesinlikle ihmal etmeyin. Unutmayın, prostat hastalıklarında erken teşhis tedavinize açılan kapı olacaktır.